Aral Gölü bir zamanlar dünyanın en büyük 4. gölüydü. Sovyetler Birliği pamuk üretmek için Aral’ın suyunu, dev sulama kanalları kurarak tarım arazilerine aktardı. Bu yeryüzünde yaşanan en büyük çevre felaketlerinden birine sebep oldu.
Sovyetler Birliği’nin devasa pamuk tarlaları oluşturma planı çerçevesinde inşaa edilen sulama kanalları tamamlandığında gölden yılda 60 km3 su çekilmeye başlandı. 1997 yılına gelindiğinde ise göl orijinal büyüklüğünün yüzde 10’u kadar kaldı, kuruyan alanlarda dipte kalan tuzlu kum tabakaları esen rüzgarla birlikte geniş bir coğrafyada yerel halkın sağlığını tehdit ediyor.
Günümüzde kuruyan göl yatağı bir dönem balıkçılık yapılan tekneklerin paslanmış gövdelerine ev sahipliği yapan büyük bir mezarlığa dönmüş durumda.