Ö
Ötüken Neşriyat
Ötüken Neşriyat
Ötüken Neşriyat A.Ş., 1964 yılında İstanbul/Şehzadebaşı’nda kuruldu ve yayın hayatına Necip Fazıl Kısakürek’in Reis Bey isimli tiyatro eserini neşrederek başladı. Ötüken Neşriyat A.Ş., yarım asrı aşan yayıncılık faaliyetleriyle Türkiye’nin en köklü yayıncılık kuruluşlarından biri olarak edebiyattan sanata, felsefeden spora, hatırattan hukuka varana dek muhtelif kategorilerde her zaman en nitelikli eserleri okuyucularıyla buluşturmuştur. Yayınlamış olduğu gerek telif gerekse tercüme eserlerinde her zaman Türk kültürüne katkıda bulunacak eserlerin seçilmesine dikkat edilmiştir. Ötüken Neşriyat A.Ş.’nin yayınlarındaki temel gayesi Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk edebî birikimlerine, Türk milletinin yaşayış ve dünya görüşünü ileriye taşıyacak türden her türlü ilim, fikir ve sanat eserlerine rağbeti artırmak, bu konuları ve bu konularda yazılmış eserleri tanıtmak, geliştirmektir.
Avrupa Türkiye'sini Kaybımız
Yılmaz Öztuna
Bütün tarihimizin en büyük kaybı, Rumeli’ni elden çıkarmamızdır. Tuna ve Adriyatik’ten Meriç çizgisine çekilmemiz, iki safhada oldu: 1877-78 Rus Savaşı ve 1912-13 Balkan Savaşı. Bu iki savaşı da kaybeden Osmanlı Devleti, Rumeli’ni bıraktı ve İmparatorluğun kanatlarından biri koptu. Bu küçük kitabımızda, Osmanlı Türkiye’sinin iki trajik dönüm noktası, geniş okuyucu kitlesi için anlatılmıştır. Türk ve Türkiye düşmanlarının ağlarını nasıl uzun vâdede, …
II. Abdülhamid
Yılmaz Öztuna
Bugün Türkiye’deki tamâma yakın belli başlı devlet kurumları, kuruluşları, mahalli ve özel teşebbüsler, yüksek ve orta okullar, Sultan Abdülhamîd devrinde veya ondan az önceki ve az sonraki yıllarda kurulmuştur. Tamâma yakınında Fransa örneğinin izlendiğini söyleyebilirim. Millet Meclisi, Senato, Anayasa Mahkemesi (Şûrâ-yı Devlet Tanzîmât Dâiresi), siyâsî partiler, siyasal bilgiler ve hukuk fakülteleri, sivil ve artık Fransızca değil Türkçe eğitim yapan tıbbiye, …
Bir Darbenin Anatomisi
Yılmaz Öztuna
Türk tarihçiliğinin en verimli kalemlerinden Yılmaz Öztuna, artık bir klasik sayılan Bir Darbenin Anatomisi kitabında Sultan Abdülaziz Hân’ın devletin önde gelen idarecileri tarafından bir darbeyle tahtan indirilişini, ailesiyle birlikte hapsedilişini ve acımasızca katledilişini dönemin önemli şahsiyetlerinin şahitliklerine başvurarak en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Darbeye iştirak eden devlet ricalinin kimlerden oluştuğunu, bunların devlet içinde hangi görevleri yaptıklarını ve bulundukları makamlara nasıl …
Sultan II. Mahmud
Yılmaz Öztuna
Sultan İkinci Mahmud; Orta Afrika ile Orta Avrupa arasında uzanan, hemen bütün eyaletleri tehlike altında bulunan, Türkiye tarihinin en büyük isyanı olan Mehmed Ali Paşa isyanının içinde, ordusunu kendisi lağv ve ilga etmiş, donanması İngiltere-Fransa-Rusya tarafından yakılmış, dağılmak üzere olduğu sanılan Osmanlı İmparatorluğu’na yeni bir hayat verdi. Türkiye’yi, Türkistan ve Kafkasya hâline düşmekten kurtardı. Osmanlı İmparatorlu’nda Batılılaşma hareketlerine büyük bir …
Kanuni Sultan Süleyman
Yılmaz Öztuna
Batılıların ısrarla “Muhteşem Süleyman” dediği , “Cihan Hâkanı” bir devlet başkanının, bir imparatorluğu en az kusurla yönetişinin, devlet adamlığında en parlak örnek oluşunun temel sırları nelerdi? Yılmaz Öztuna bu eserinde, Pax Ottomana’yı kuran ve dünyaya Osmanlı düzenini kabul ettiren Sultan Süleyman Hân’ın siyasi ve askerî hayatını, benzerleriyle bile mukayese kabul etmez görülen hükümranlığını, onu “Kanûnî” yapan vasfını, başarılarına yön veren …
Yavuz Sultan Selim
Yılmaz Öztuna
Yavuz Sultan Selim, Osmanlı İmparatorluğu’nun dâhî padişahlarındandır. Kendisi; kararlılığı, disiplini, sertliği, celâdetiyle meşhurdur. Padişahlığı çok uzun sürmedi; 8 yıl gibi kısa bir müddet padişahlık yaptı. Ama bu müddet içerisinde Kuzey Afrika’nın bir kısmını ve Orta Doğu’nun İran dışında neredeyse tamamını Osmanlı sınırlarına kattı. İlk defa olarak, tarihte İslâm Birliği’ni kurdu. O’nun döneminde Müslümanlar, gene İran dışında, Osmanlı bayrağı altında toplanmıştı. …
Cemile
Cengiz Aytmatov
Aytmatov’a ilk büyük şöhretini kazandıran Cemile, bir çoklarınca en güzel aşk hikâyesi olarak değerlendirilmiştir. Gerçekten de Cemile, aşk ve tabiatın çocuk dikkat ve masumiyetiyle sunulduğu şahâne bir duygu tablosudur. Ayrıca töre ve çevre şartlarının insan unsurlarıyla ilişkileri açısından da olağanüstü bir hikâyedir. “İşte şimdi burada, Villon’un, Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı …